Özgür Özel: 1,5 yıl sonra seçim olur!

Özgür Özel: 1,5 yıl sonra seçim olur!
27 Haziran 2024 09:40

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçime ilişkin sözlerinin doğru anlaşılmadığını ifade etti. Seçimden kaçmayacağını vurgulayan Özel, “Erdoğan 5 yıllığına seçildi ama bence 1.5 yıl sonra erken seçim olur” dedi.

 

 

Birgün’den Doğan Tılıç, CHP Lideri Özgür Özel ile normalleşmeden erken seçime kadar ülkedeki siyasal gelişmeleri konuştu.

 

Özel’in açıklamaları özetle şöyle:

 

“Asgari ücrete zam vermezseniz biz sokaklara döküleceğiz diye söyledik. Geçinemiyoruz mitingine DİSK, Hak-İş ve Türk-İş başkanlarını arayıp davet ettim. Ben masadan ve görüşmeden bir asgari ücret zammı çıkarsam bunun kaybedeni olmazdı. Çıkaramadım, şimdi bunun bedelini iktidarın tek başına ödemesi için ben buna susmayacağım. Mücadele müzakere dengesi bu.”

CHP Genel Başkanı erken seçim konusundaki tavrının da, belki iletişim hatasından yanlış anlaşıldığını söylüyor ve 1.5 yıl sonra bir erken seçim olacağını öngörüyor.

“Türkiye ilk seçimde Erdoğan yönetiminden kurtulacak. İlk seçim dediğim 2028 değil. Ben 31 Mart seçim sonuçlarını araçsallaştırarak seçim istemeyeceğimi söyledim. Bu seçim istemiyorum demek değil. En çok ben istiyorum. Vatandaş da, anketler gösteriyor ki, yavaş yavaş seçim istemeye başladı. Erdoğan 5 yıllığına seçildi ama bence seçildikten 2.5 yıl sonra, bugünden 1.5 yıl sonra erken seçim olur. Ben erken seçimden kaçmam, bunun için koşarım.”

 

 

 

2 YILDA AB ÜYELİK KOŞULLARINI SAĞLARIZ

 
Özel göre, sığınmacı konusunun Avrupa değerlerine de uygun olarak çözülmesinin yolu, Suriye’de barışın sağlanması ve mutlaka Esad’la görüşmekten geçiyor. “Avrupa’nın ve dünyadaki diğer çok uluslu birlikteliklerin elini taşın altına koyması ve bu sorunun insanlık adına çözülmesi lazım. Sol sosyal demokrat bir parti olarak sığınmacı düşmanlığı yapacak halimiz yok ama bu sığınmacı yaratan politika ve politikacılara itiraz ediyoruz.”

Sığınmacılar konusunda bir sosyal demokrat parti olarak CHP’nin sağa kaymasının sağdakileri daha da sağa kaydıracağını ve bunun hiç istenmeyecek sorunlar doğuracağını vurgulayarak; “Biz Türkiye’de sığınmacıların kalmasını, de facto durumun kalıcılaşmasını istiyor değiliz. Bu yüzden de önümüzdeki günlerde, çok aktif hamleler yapmayı, Suriye sorunun çözümü konusunda inisiyatif almayı, gerekirse Esad’la birebir görüşmeyi ve Türkiye ile Suriye arasındaki iletişim kanallarının yeniden tesisini ve Suriyelilerin ülkelerine güvenle dönmelerini sağlamak için çalışacağız. Esad’la görüşmeye gitmek ve Esad’la görüşmek dahil bütün alternatifleri değerlendiriyoruz. Birkaç ay içinde çok aktif bir tutum alacağız. Sığınmacı sorunu çözülmek zorunda ama bunu nefretle ve nefret diliyle yapmak ne Türkiye’ye ne de partimize yakışır.”

Özel’e, AB’ye tam üyeliğin Türkiye için stratejik hedef olduğunu ama yönünü Doğu’ya dönmüş AKP iktidarlarıyla bu hedefe 200 yılda bile ulaşılamayacağını söylüyor. Kuruluşundan itibaren tam bağımsızlık hedefinden sapmadan, kültür, sanat, bilim, gelişmişlik ve demokrasi için Türkiye’nin yüzünü Batı’ya döndüğünü ve AB’ye tam üyeliğin son derece önemli bir çıpa olduğunu vurguluyor. “Bizim iktidarımızda 2 yılda çok mesafe alırız. Biz AB sınırında demokrasi ile istikrarı birleştirmiş bir komşu olacağız. İki yıl içinde biz üzerimize düşen her adımı atarız. Terör tanımının herkesi terörist gören halden çıkıp uluslararası standarda kavuşması, kendi vatandaşlarınız için de önemli kişisel verilerin korunması bize de lazım. Siyasi ahlak yasası herkese lazım”, diyor.

CHP Genel Başkanı Türkiye’nin dış politikada üç temel acil meselesini: 1) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına direnmek, 2) Komşularının iç işlerine karşımama, komşunun toprak bütünlüğüne saygılı olma ve komşunun devlet dışı unsurlarını muhatap kabul etmeme geleneğinin terk edilmesi, 3) Uzun yılların yerleşik dış politika deneyim ve hariciye geleneğinin terk edilip Türk dış politikasının şahsi ilişkiler ve kararlarla sürdürülmesi olarak sayıyor.