Gülen Cemaati’ni Katolik Cizvitlere benzetti! ortalık karışacAK!

Gülen Cemaati’ni Katolik Cizvitlere benzetti! ortalık karışacAK!
25 Aralık 2013 09:00

Engin Ardıç, cemaatin eğitim ve örgütlenme yapısını ve siyasete müdahale olmasını Hristiyanlık’taki o tarikata benzetti.

 

Cemaati öyle bir tarikata benzetti ki okuyanları kızdıracak cinsten. Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, Gülen cematini, Hristiyanlığın Katolik kolu olarak bilinen Protestanlarla savaşmak için her tür savaş yöntemini deneyen “Cizvitlere” benzetti. Cizvitlerde çocukken eğitime alınma prensibini, hizmete yarayacak her suçu mübah olarak görme eğilimini hatırlatarak cemaate göndermelerde bulundu.

 

En ağır benzetmeyi de yazının sonuna sakladı ve Gülen’in bedduasına göndermede bulunarak “Fakat cizvit generalinin ‘İsa ocağınızı söndürsün’ diye ilendiği hiç duyulmadı” dedi.

 

NURCULAR ŞİMDİ HÜKÜMET DEVİRİYOR

 

Yeri cennet olası hocam Tahir Alangu, altmışlı yıllarda “Nurcular’ın örgütlenme sistemine bayılıyorum,” derdi, “hem gizli hem açık… Ne yaptıkları hem belli hem belli değil… Komünistler şunlar kadar akıllı olamadılar!”

 

Her ikisinin de yasaklı olduğu günlerdi… O zamandan bu zamana komünistler nal topladılar, Nurcular da geliştiler ve güçlendiler. Şimdi biri yüzde 0.5 oy oranına ulaşıp ben de varım diyebilmek için çabalıyor, öteki hükümet devirmeye kalkıyor.

 

CİZVİTLER KATOLİKLERİ ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞTI

 

Katolik dünyasında da Cizvit örgütü epey geriledi. Kilisenin muazzam gücüyle ayakta duruyor ama eski havası yok. Son kalesi Franco İspanyası’ydı, demokrasiye geçince orada da sustu. “Düşük profil” gösteriyor.

 

Cizvit tarikatı, protestanlığa karşı bir tepki olarak kurulmuştur ama boynuz kulağı çok çok aşmış, cizvitler bütün katolik dünyasını ele geçirmeye kalkmışlardır.

 

KÜÇÜK YAŞTAN EĞİTİRLER

 

Özellikle de “genç beyinlerin küçük yaştan kazanılması” yani “ağacı yaşken eğmek” üzerine çalışmıştır.

 

Laik eğitimin ancak feylesofların hayallerini süsleyen bir ideal olduğu yüzyıllarda, katolik ülkeler (Fransa, İspanya, İtalya, Avusturya, Polonya), eğitim sistemlerini cizvitlere kurdurdular, gençliği onlara teslim ettiler.

 

KOPYA ÇEKENİ İHBAR EDERLER

 

“Papaz mektebi” dedikleri şey yani! Bizde de vardır, hiç de makbul sayılmazlar, çünkü çocuklara “birbirini gammazlama, örneğin sınavda kopya çekeni ihbar etme” eğitimi verilir, bu ahlak aşılanır. Bizde kabahat işleyen arkadaşını ihbar en utanılacak şerefsizliktir. Onlarda tam tersine, dini bir vecibe! Cizvit ahlakı, bir “takiyye” ahlakıdır. Hasan Cemal ağabeyimizin Türk kamuoyuna öğrettiği bu kavramın Batı dillerindeki karşılığı “equivocation”… Bir cizvit, gerektiği yerde, sıkıştığı anda hemen ekivokasyona, yani takiyyeye başvurur.

 

CİZVİTLERE GÖRE CİNAYET BİLE İŞLENİR

 

Çünkü cizvit ahlakına göre, Hazret-i İsa’nın şanına şerefine hizmete yarayacak her türlü suç mubahtır! Eğer dine faydası dokunacaksa, eğer kiliseye herhangi bir çıkar sağlayacaksa yalan da söylenebilir, hırsızlık da yapılabilir, cinayet bile işlenebilir! Yani bir protestanı ya da bir Müslüman’ı yatırıp kıtır kıtır kesebilirsiniz…

 

Elbette günümüzün cizvitleri “bu kadar” değiller. Bu melaneti on altıncı yüzyılda gönül rahatlığıyla ve ibadet niyetine yaparlardı. İspanya İç Savaşı’nda da bellerine tabancayı vurup, ellerine tüfeği alıp çok cumhuriyetçi öldürdüler…

 

BİR CİZVİT GENERALİ HİÇ…

 

Piskoposlar faşist toplarını ve uçaklarını takdis etmekle yetiniyorlar ama bunlar asker gibi fiilen savaşıyorlardı. Fakat cizvit generalinin (tarikat liderine “superior general” derler), “İsa ocağınızı söndürsün”, “Meryem içiniziçıkarsın”, “Ermiş Pavlos poponuza ateş yağdırsın” falan diye ilendiği hiç duyulmadı. Bilmiyorum katoliklerde de “mülaane” ya da “mübahele” gibi atraksiyonlar var mı?

 

 

CİZVİT TARİKATI NEDİR?

 

Cizvitler, (Latince: Societas Iesu) İsa Tarikatı olarak anılan bir Hıristiyan tarikatı. Hıristiyan olmuş eski bir İspanyol askeri olan Ignacio de Loyola (Aziz Loyolalı İgnatiyos, S.J.) tarafından 1534’de kurulmuştur.

 

Cizvitlerin benzer tarikatlardan en önemli farkının örgüt yapısında olduğu görülür. Tarikat üyeleri her zaman göze batmadan her türlü toplum içerisinde, o toplumun insanları ile aynı düzeyde ve uyum içerisinde yaşarlardı. Tarikat, ilk gününden itibaren kısa vadeli hedefler yerine hep uzun vadeli hedeflere yönelmiş ve özellikle insana yatırım yapmıştır. Gerçekten de insana yapılan yatırımlar sayesinde Cizvit tarikatı çok kısa sürede Avrupanın en önemli siyasi ve ekonomik gücü haline gelmiştir.

 

Tarikata kabul edilen herkes mutlaka uzun ve ayrıntılı eğitimlerden geçirilir, ancak başarılı görülenler tarikatın fikir ve ideallerini öğrenebilirlerdi. Cizvitler, özellikle fakir ve yetenekli gençlere, kurdukları ya da destekledikleri özel okullar aracılığı ile çok iyi bir eğitim verdirirlerdi. Cizvitler fikirlerine karşı çıktıkları bir kurum ya da topluluk ile karşılaştıklarında asla açıkça kavgaya girmezler, sinsi ve gizlice her türlü etkinlikte bulunarak o kuruluşu yıpratırlardı.